“ Eğer bunlar insansa, tanrılarını inkâr ettikleri için karanlıkta kendi yüzlerini bile görmekten korkan, kötü insanlar.”
Ursula Le Guin’in 1972’de yayımlanan, uzun öykü kategorisinde görülen bu romanı “Mülksüzler” ile birlikte “Hain Döngüsü” içinde yer almakta ve ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır. Ardından gelen “Mülksüzler” romanı gibi “Dünyaya Orman Denir” de Hugo Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.
Bu kitapta, Le Guin bizlere Arzlılar ve Atsheliler arasında geçen bir savaş hikayesi anlatmakta, her zamanki gibi bambaşka bir dünyaya davet eder gibi görünürken öte yandan ince bir modernizm , ulus- devlet eleştirisini de önümüze sermektedir. Aynı zamanda bariz bir şekilde de dönemin gündeminde olan Vietnam Savaşı ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yürüttüğü politikalara da göndermelerde bulunur Le Guin. Tüm bunları yaparken de bizlere dayatılan; tek yol gibi sunulan dünyanın ötesinde başka bir yolun mümkün olduğuna dair fikirlerin altını çizer. Zaten Ursula’nın okuyucu kitlesini bu derece derinden etkileyen de yazdığı dünyaların bu umuda dair bir kapı aralamasıdır. Politik bir duruşu, bir yaşam felsefesini edebiyatla harmanlayarak incelikli bir şekilde paylaşabilmek Le Guin’in kaleminin en önemli başarısıdır bana göre.
“Fakat yaşlı kadınlar herkesten farklıdır, düşündüklerini söylerler. Atsheliler yaşlı kadınlar tarafından yönetilir, bir yönetimleri olduğu söylenebilirse. Zihin erkek, siyaset ise kadın işi, ahlak da bu ikisinin etkileşimi…”
“Dünyaya Orman Denir” i elinize aldığınızda ütopik bir orman görüntüsü olan kapağı sizi hikayesini okumaya davet ediyor adeta.
Daha önce Le Guin kitabı okumadıysanız ilk etapta girdiğiniz dünyayı anlamlandırmakta zorlanabilirsiniz ancak ayrıntılara takılmadan ilerlerseniz içine girdiğiniz dünyada neler olduğuna adım adım şahit oluyor gibisinizdir artık.
İlk sayfalardan hemen bir savaşın ortasına düşüyoruz mesela. Atshe’nin ormanlarını talan eden, bu bölgede yaşayan halkı nesneleştiren; onları köleleştiren ve kadınlarına tecavüz eden bir işgal. İşgali kendinde hak gören, bu topraklara medeniyet getirdiğini iddia edip silahlarını kapıp gelenler ise Arzlılar.
“Bir dolu yeşil maymunu asimile edemeyeceğimiz bariz. Senin de dediğin gibi, zekâları hiçbir zaman gerçekten güvenilir olamayacak kadar az.”
Arzlılar (kendilerince) teknolojik açıdan gelişmiş bir medeniyet olarak Atshe’ye ayak basmışlar, bu topraklara medeniyeti; ormanlarını kesip geldikleri yerin kültürüne göre bir yaşam alanı inşa edip, bölge halkının yaşayışına müdahale ederek yapacaktır. Çünkü bu ormanlarda yaşayan tüylü yaratıklar, onlara göre cinsiyeti bile ilk bakışta anlaşılmayan, türler arasında bir kategoriye koyamadıkları, öldürmeyi bile bilmeyen ilkel canlılardır. Ancak bu ilkel canlılar kendi dünyalarını korumak adına öldürmeyi onlardan(Arzlılar) öğrenecektir. Öte yandan Atshelilere göre ise Arzlılar; elindeki savaş aletleri olmadan hiçbir şey yapamayan dev adamlar bu barbarlar daha kendi rüyalarını bile kontrol etmekten aciz canlılardır. Ve karşı konulmazsa dünyalarını yok edecek gibi görünmektedirler…
Hikâye aslında çok tanıdık geliyor değil mi? Burada işte modernizmin ve kendi kısır penceresinden bakarak aşağı gördüğü tüm dünyaya müdahalesini meşrulaştıran medeniyetinin gerçek yüzünü görmüş oluruz. Kitabı okurken ilk elden pes etmediğiniz için de devamında gelen göndermeleri yakalamanın keyfi bir okuyucu olarak sizlere kalmış oluyor. Bu hikâyedeki tarafların adını doğu- batı veya modern-ilkel olarak da okuyabiliriz. Ve modernizme ait her kurumun ilkel ve basit diye yaftaladığı, asla kültürlerine, yaşam felsefelerine hâkim olmadığı toplulukları kendi değer yargılarına göre bir muameleye nasıl da mahkûm ettiğini görmüş oluruz.
“Kadınları ve erkekleri öldürüyorlar; hayatlarının bağışlanması için yalvaranlara acımıyorlar. Birbirlerine karşı hiç şarkı söylemiyorlar. Köklerini arkalarında bırakmışlar, belki de geldikleri o başka ormanda, o hiç ağacı olmayan ormanda. Bu yüzden, içlerindeki düşleri serbest bırakmak için zehir alıyorlar ama bu onları sadece sarhoş ya da hasta ediyor.”
Kitap Ölçer Puanım: 9.8 / 10
*Kitabın orijinal dilindeki kapak görseli ://tr.pinterest.com/pin/2955555995993331/
** Ursula Le Guin'e ait fotoğraf : https://www.bunkhistory.org/resources/1766
Comments