Haruki Murakami’nin 1987’de kaleme aldığı romanı “İmkansızın Şarkısı”. İngilizce adıyla, “Norwegian Wood”. Kitaplarını kaleme alırken arka plana her daim bir şarkı eklemeyi ihmal etmeyen Haruki Murakami, bu sefer kitabına ismini direk bir Beatles şarkısından veriyor: “Norwegian Woods”.
Bence İmkansızın Şarkısı...
İmkansızın Şarkısı, Haruki Murakami’nin yazdığı eserler arasında “en bi’ klasiklerden” diyebiliriz. Okurken kolay kolay sıkılacağınızı düşünmüyorum. Akıcı bir şekilde işlenen sıradan konular sizi kitaba bağlıyor. Tabii şahsen okurken hep aynı Murakami dokularıyla karşılaşmaktan biraz sıkılmadım diyemem. Yine de okumayı bırakamıyorsunuz. Zaten sıkılsanız bile bir süre sonra sizi tekrardan etkisine alıyor. İşlediği konuların sıradanlığı ve yavanlığına rağmen bu konular Murakami’nin elinden çıkınca soluksuz izlediğiniz bir film gibi size kendini okutuyor. Siz yazmaya çalışsanız ne kadar yavan kaldığını fark edersiniz; ama Murakami’nin elinden çıktığında size sıradanlığın aslında ne kadar renkli ve filmlere konu olabilecek kadar güzel anlatılabileceğini gösteriyor. “İmkansızın Şarkısı” da zaten Murakami’nin çoğu kitabı gibi filme uyarlanıyor. “İmkansızın Şarkısı” 2010 yılında filme uyarlanarak vizyona giriyor. Imdb puanı 6.3 olan film, benim de izlenecek filmler listeme girmiş durumda.
Murakami kitapları, okurken kelimeleri zihninizde bir filme dönüştürmeyi çok iyi beceriyor. Okumayı ihmal etmeyin.
Haruki Murakami İmkansızın Şarkısı Konusu
Vatanebe’nin duyduğu bir şarkıyla, geçmişte bıraktığını düşündüğü aşklarını dostlarını ve acılarını konu alıyor. Acılarla yoğrularak iyice duygularını gömen bir gencin saf bir sevgiyle bağlı olduğu kızla geçirmeyi planladığı hayatına yönelik umutlarının yavaş yavaş soluşuna şahit oluyoruz. Bunun yanı sıra çoğu insanın tekdüze hayatlarında belki de her gün yaşadığı olayları böyle renkli ve canlı bir şekilde anlatmasının ben de çok ayrı bir yeri var. İmkansızın Şarkısı, derininde acıları barındıran bir kitap olsa da okurken beni hayata bağlayan ve gündelik işlerimi bile yapmamı kolaylaştıran bir yanı var.
Peki Ya Bu Kadar Cinsellik?
Cinselliğin yoğun bir şekilde işlendiği kitapta, Murakami insanlığın ilkel iç güdülerini kullanarak kitaba bağlamaya çalışıyor gibi. Şahsen buna ihtiyacı var mı merak ediyorum. Ya da sadece içinden geldiği gibi korkusuzca, cesurca yazıyor.
Haruki Murakami İmkansızın Şarkısında Yakaladığım Benzer Dokular
Murakami’nin okuduğum kitaplarının bazılarında yakaladığım birkaç ortak yön olduğunu düşünüyorum. Bunu paylaşmak istiyorum:
Murakami ve Kahramanlarıyla Özdeşleşimi
Duygusal olarak kabız ve hiçbir yere ait olmayan bir ana kahraman ve çevresinde gönülden bağlı olduğu ama kahramanın kalbinde bambaşka yerlere sahip olan iki kadın. Ana karakterin erkek olduğu kitaplarda kahramanın bu kadar duygusuz oluşu bazen beni rahatsız etmiyor değil. Şahsen öyle durumlarda bu kahramanları tamamen Murakami ile özdeşleştiriyorum. Sanki Murakami de bana öyle biriymiş gibi geliyor. Duygularını ifade etmeyi bilmeyen biri. İfade edilmeyen duygularının üzerine bir de kalbinde bambaşka yerlere dokunan iki kadın. Ve bu iki kadından biri Murakami’nin kalbinde “Ya olsaydı”larla beraber geçmişte kaybolmuş; diğer kadınsa hayatında ve kalbinde olan kadın. Her ne kadar yanında olan kadınla mutlu olsa da, onu sevse de, içinde geçmişte kaybettikleriyle oluşan boşluğu dolduramıyor. Bundan dolayı geçmişin hayaleti kitaplarında hep kendini belli ediyor gibi. “Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında” , “Karanlıktan Sonra” “İmkansızın Şarkısı” kitaplarında gizemli kadınların hikayesi, kitaba hep bir yerden dahil oluyorlar.
Belki de bu dediklerimin hepsi deli saçması analizler. Belki de Murakami sadece olağanüstü yaratıcılıkta mükemmel bir yazardır. Her ne olursa olsun Murakami günümüzde yaşayan efsaneler arasında ve okumaktan kolay kolay sıkılmayacağınız bir yazar. Şimdi “İmkansızın Şarkısı” ndan beğendiğin birkaç alıntıyı sizinle paylaşacağım.
Haruki Murakami İmkansızın Şarkısı Alıntılar
“...Çünkü herkesle aynı şeyleri okuyunca, ister istemez herkes gibi düşünürsün. Bu, kaba ve zevksiz insanların dünyasıdır.”
“Bunu bana bakan doktora da söyledim ve o da, bir bakıma, hissettiklerimin doğru olduğu yanıtını verdi. Bana burada bulunma nedenimizin, çarpık yanımızı düzeltmek değil, onu kabullenek olduğunu; çünkü problemlerimizden birinin de bir problemimiz olduğunu fark etme ve kanıksama eksikliği olduğunu söyledi. Her birimizin nasıl kendine göre bir yürüyüş tarzı varsa, her birimizin hissetme, düşünme ve olaylara bakış biçimi de kendine özgü. Eğer bunu düzeltmek istersen, bu değişim bir gecede olmuyor ve eğer zorlama olursa başka bir yerden patlak veriyor.”
İmkansızın Şarkısı, aynı isimle 2010 yılında sinemaya uyarlanıyor. (Norwegian Wood 2010 imdb:6.3) Murakami kitaplarından uyarlama filmleri, daha izleme fırsatım olmadı. Zamanım olduğunda da izlemeye korktum şahsen. Nasıl bir şeyle karşılaşacağımı bilmediğimden. İleride izleyecek cesareti bulabilirsem buraya da yazarım belki. Görüşmek üzeree.
Comments