Hayalimde çok güzel canlanan her şey kelimelere dökünce basitleşiyor; renkleri soluyor, dahası hep biraz eksik kalıyor. Bu durumun sebebini; resimlerle düşünüp, kelimelerle ifade etmemiz olarak açıklıyordu, Oğuz Atay’ın çok sevdiğim Tehlikeli Oyunlar kitabındaki Hikmet karakteri. Oysa kelimelerle ifade edemediğim her ne varsa; beni incittiği, rahatsızlık verdiği derecede önemsenmeyen, satır aralarında kayıp giden şeyleri (hep küskünlük sebeplerim), bir yolunu bulup sıra sıra diziyor bu romanlar. Belki delice(kime/neye göre), ama eksiksiz bir şekilde.. Saygıyla eğiliyor, sevgi bağı kuruyorum hemen. İnceliklere takılı bir ruhun kırgınlıklarına tesellisi, bu bile klişe aslında. Nasıl her şey öyleyse.. Hep aynı yolu izliyor, Amerikan bakış açısı; gelişi, yolu yordamı aynı. Baştan belli olan bir şey için tiyatro çevirmeye gerek yokmuş gibi geliyor bana, kaldırmak istiyorum bütün bu sahte teferruatı. Nasılsa kimse kendi olamıyor, yazılı metnin dışına çıkamıyor, kendi oyununu yazacak cesareti gösteremiyor. Sonra bir de ben üstünkörü ve umursamaz oluyorum. Halbuki sadece samimiyetin tarafındayım .Bir de öz-saygının.. Kendisiyle iletişiminde ayna benlik aşamasında takılı kalmış egolara anlatılamıyor tabii bu böylece. Kendi yolunda demlenmiş, azıcık da olsa acısı çıkmış insan lazım ki anlasın.
Güçsüzlüklerin de bir lisanı var tabii. Her tavrın arkasında ben buradayım diyen şimşekler çakıyor. Tavır önemli. Hele son dönemlerde o ışıklar bile neon oldu ya, modernliğimizde boğuluyoruz hep birlikte.
ve sahneye bir kadın gelir..
sevemedim seni, babanı, kocanı, kibrini, böbürlenmeni, hep benden bir adım önde durmanı, hırsını, taleplerini, önemliymiş gibi adamlarını, küstah sırıtmalarını, kırıp dökmelerini, bunahakgörmelerini,zorugörüncekuyruğukıstırıpkaçmalarını,işinegelmeyinceküsüpsinmelerini,tavizvermeyişlerini! al hepsi senin olsun, tarihi de senin olsun, şimdisi de geleceği de!
Bir tek şeyin sözünü verebilirim bana dair; ihtiyacınız olduğunda her zaman yanınızda olacağımı bilirsiniz.(hayatınızda bana yer açmayı becerebildiyseniz eğer.) Ancak tam tersi bir durumun gerçekleşme olasılığı şaibeli hep? Başka hiçbir şeyden emin olamıyorum, çünkü şeylerin kontrolü bizde değil. Eskiden kontrol edemediği her şey için deliren kadınlardandım elbet, ama zorla da olsa öğrendim; bırakmayı, kabul etmeyi. Yine çok fazla şey bekliyormuşum gibi insanlıktan, ancak öyle değil. Anlamak için debeleniyorum hala, belki de kendimi temize çekiyorum
ara sıra.
Sakin ol joni, her şey bir daireden ibaret nasılsa! Ne ilksin ne de son olacaksın bu yarışta, hay aksi bir de başardım derken hep başa döneceksin! İlerleme de dönüşlü, dil de, özne-yapı da, bilinç ve dışı da!
Comentários