top of page
Yazarın fotoğrafıSeçil Başcı

Nihan Kaya Seni Feda Etmeyeceğim Yorumu

Güncelleme tarihi: 13 Eyl 2021

“Bizi kim anlıyorsa ailemiz odur.”



“Çocuğumuz bizim en değerli varlığımız değil, çünkü çocuğumuz bize ait bir şey değil. Sahip olmadığım bir şeyi kime nasıl kurban edebilirim?” 

Okuma deneyiminin iki yüzü vardır benim için; birincisi, zihinsel bir uğraş gerektiren ve kavrayış sınırlarını zorlayanıdır. İkincisi ise anlatının açtığı yolda yürürken her cümleyi derinden hissettiğim ve bunun yanı sıra anlam ifade eden, neredeyse tüm duyuları göreve çağıran bir deneyim. Nihan Kaya’nın kitapları bende, bahsettiğim bu ikinci deneyimi yaşatıyor.


“Seni Feda Etmeyeceğim” Kaya’nın en son yayımlanan kitabı olmasının yanı sıra modern psikoloji serisindeki kitaplarını okuduysanız yer yer gelmekte olanın işaretlerini de verdiği romanı. Yalnız roman dediğime aldanmayın, Kaya, her türlü tabuya meydan okurken bu türün de sınırlarını hayli zorlamış görünüyor. “Bi değişik” kitapseverlere duyurulur…


Nihan Kaya Seni Feda Etmeyeceğim Nihan Kaya Kitapları


“Bu dünyaya kötülük, sorgulayamamaktan başlayarak yayılıyor. Bu dünyada sorgulanamayacak hiç kimse yoktur. Hiç kimse.”

Toplumsal olarak dokunulmaz ilan ettiğimiz konularda söyleyeceği birkaç şey var Nihan Kaya’nın.. Ve işe, hepimizin bildiği bir anlatı olan İbrahim’in İsmail’i kurban etme hikâyesini tersinden okuyarak başlıyor. Buradan da tahmin edebileceğiniz gibi yerleşik kutsal algısı ve çocuğun bu algıya göre oturtulduğu konuma dikkat çekiyor Kaya ve İsmail’in annesi bu anlamda farkındalık sahibi olursa hikâyenin akışı nereye giderdi bizlere onu gösteriyor biraz da. Bu tasarıda yine odak noktası, bir insanın kendi çocuğu üzerinden neden iman testine tabii olamayacağını izah etmek.


“Sizin binlerce yıldır söylediğiniz bir yalan bu. Çocuğa yaşattığınız zulmü böyle meşrulaştırıyorsunuz sadece. Siz bu zulmü zaten her gün yaşatıyorsunuz çocuğa, Tanrı’nın da arkanızda olduğu yalanını uydurmak iyi geliyor size, o kadar. İbrahim’in bana zulmünü de böyle meşrulaştırıyorsunuz.”


Tabularımızın önce kadını ve çocuğu sonrasında tüm cinsiyet rollerini nasıl da içinden çıkılamaz bir cendereye soktuğunu birbirinden farklı coğrafyalardan farklı hikâyelerle dile getiriyor Nihan Kaya. Aslında “İyi Aile Yoktur” ve “İyi Toplum Yoktur” da üzerinde durduğu konuları bu sefer farklı bir anlatım tekniğiyle gündeme getirmiş oluyor. Toplumsal cinsiyet rolleri, cinsellik, törenler gibi yaşamın köşe başlarını tutmuş tüm tabuların her birinin çocuğu/ bireyi nasıl bir kafese koyduğunun kanlı canlı örnekleri yer alıyor kitapta. Ve eklemeden geçemeyeceğim bir detay da Nihan Kaya’nın dilinin son derece cesur ve samimi bir yerden geliyor oluşu..

“Yaşıtlarınız, kız arkadaşlarınız bile aynı düzenin parçası. Damgalanmış yahut damgalanmamış inek muamelesi yapıyor herkes size. Damganız olsa da olmasa da ineksiniz ama; bu değişmiyor. İnekleri mal gibi görmelerinden sadece bir nebze daha fazla saygı var kadınları mal gibi görme biçimlerinde.”

Yerleşik kültürde ve onun yoğurduğu sistemde kendine bir yer bulamayanların, dışarıdan bakınca ışıltılı ve tam görünen ama içeriden bir şeylerin eksikliğini derinden duyumsayanların, en çok da bu döngüde görmezden gelinen kadınlar ve çocukların tekrar tekrar sesi oluyor Nihan Kaya yazdıklarıyla. Bunu yaparken de kendi bireysel var oluşumuza sahip çıkacağımız yola da ışık tutmuş oluyor.

“Olmak istediğim halde olamadığım kişinin, ‘Hayır’ diyebileceğim halde diyemediğim şeylerin yasını tutuyorum. Her birimiz öldürüldük. Şimdi kendimizin yasını tutmaya hakkımız var. Ölen her bir parçamızın yasını tutmaya hakkımız var ki sağlam kalan yerlerimizden büyüyebilelim. Bize yasaklamak istedikleri, işte bu hak.”


Son olarak okura farklı bir okuma deneyimi sunan, ortak yaralar üzerine sorular sorduran “Seni Feda Etmeyeceğim” kitabını şiddetle tavsiye etmek istiyorum. Okuyunuz, okutturunuz… Eminim ki bu kitabı eline alan herkes, neredeyse her satırın altını çizerken kendini bulacak ancak buna rağmen kitabın bir solukta bitmesine de şahit olacaktır.


“Ben Nihan Kaya. Annemle babam bana nasıl davrandıysa dünya da bana öyle davrandı. Çünkü annemle babam bana nasıl davrandıysa dünyanın da bana öyle davranmasına izin verdim. Ama sonra, sonra fark edince bu gerçeği, işte o zaman değişti her şey. Kendime annemle babamın bana davrandığı gibi davranmamaya karar verince.” 


Kitap Ölçer Puanım: 9.7 / 10



252 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page